Av. Nermin Şeyda Ürün / Yol Hukuk Bürosu Kurucu Ortak Avukat
Hukuk hayatımızın her an içindedir. Bunun en bariz örneklerinden bir tanesini her gün hayatın içerisinde karşılaştığımız trafikte görmek mümkündür. Bu konuda uygulamada sıklıkla karşımıza çıkan hususlardan bir tanesi de trafik kazalarıdır. Hem önceki yazılarımızda hem de gelecek yazılarımızda bu hususa daha fazla değineceğiz.

Bu yazımızda siz blog okuyucularımız ile inceleyeceğimiz konu ise kiralanan araçlarda kiracının trafik kazalarından doğan sorumluluğu olacak. Bu yazımızın detayına girmeden önce trafik kazası neticesinde karayolları kanununda karşımıza çıkabilecek birkaç tanımı incelemekte fayda olacaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 3. Maddesinde yer alan tanımlara göre:
Araç sahibi: Araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir.
İşleten: Araç sahibi olan, mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.
Örnek bir olay üzerinden konuyu değerlendirmek gerekirse:
Örnek Olay:
● Uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile (örneğin 36 ay), X kişisinin, A Araç Kiralama Şirketi’nden bir araç kiraladığını düşünelim. Bu aracın maliki de araç kiralama şirketinin yöneticisi Y’dir. X kişisi bu aracın kiracısıdır. X bu aracı arkadaşı Z’ye vermiş ve Z’nin sevk ve idaresinde iken, kiralama sözleşmesi süresi içerisinde maddi yaralamalı bir trafik kazasına tam kusuru ile Z sebebiyet vermiştir. Karşı taraftaki kusursuz araç malikinin hasar, değer kaybı ve sair tazminat taleplerinin kime yöneltilmesi gerektiği sorunu çözümlenmelidir.
Bilindiği üzere aynı kanunun 85. Maddesinde:
Madde 85 – (Değişik birinci fıkra: 17/10/1996-4199/28 md.) Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Düzenlemesi yer almaktadır.
Pek çok durumda araç malikleri ya kendi araçlarını sevk ve idare ederler yahut eşi, bir dostu, yakını tarafından bu araçlar kullanılır. Bu araçlar işletilmesi sırasında kusurları ile maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğinde (diğer şartların da varlığı halinde) tazminat başvuruları, aracın işleteni (ki bu izah edilen durumda araç malikidir), aracın sürücüsü ve aracın zorunlu trafik sigortasıdır.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ, Esas : 2019/4255 Karar : 2020/3307 Karar Tarihi: 09.06.2020.
“2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.”
Fakat yukarıda verdiğimiz örnek olay üzerinden gidildiği takdirde, kazaya karışan aracın maliki araç kiralama şirketinin yöneticisi Y’dir. Aynı zamanda bu araç uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiralanmıştır. Bu nedenle kusuru ile karıştığı trafik kazasında araç malikinin aracın işleteni olduğunu kabule olanak bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. Örnek bir içtihada değinmek bu noktada yararlı olacaktır.
YARGITAY 17.HUKUK DAİRESİ Esas:2018-3797 Karar:2020-2005 Karar Tarihi:24.02.2020
“Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda, davalı … Turz. Otomotiv San ve Tic. AŞ. Vekili, müvekkilinin uzun süreli araç kiralama işi yaptığını, hukuken işleten olmadığını ve husumet yöneltilemeyeceğini, … plakalı aracın 03.03.2008 başlangıç tarihli 48 aylık kira sözleşmesi ile kiralandığını, kaza tarihi olan 11.10.2007 tarihinde…Kimya San. Ve Tic. A.Ş. tarafından işletilmekte olduğunu iddia etmiş, kira sözleşmesi ile kaza tarihini de kapsayan kira bedellerine karşılık kesilen faturaları dosyaya sunmuş olduğu anlaşılmakla, mahkeme tarafından bu hususta herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece taraflar arasında uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin Maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle, kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı … Turz. Otomotiv San ve Tic. A.Ş.’nin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.”
Yargıtay ilamında da izah edildiği üzere hukukumuzda işleten sıfatının tespitinde, fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurları öncelenmektedir. Bu sebeple uzun süreli kiralama sözleşmelerinde, kiralayanın trafik kazalarından doğan tazminat yükümlülüğünde araç malikinin sorumluluğundan söz edilemez.
Siz blog okuyucularımıza faydalı olacağını düşündüğümüz bir yazımızla sizlerleydik. Bizlerle kalmaya devam edin.
Av. Nermin Şeyda Ürün/Sigorta Hukuku Avukatı
Comments